Emek Yıldırım-Şahin Çalışma ve Toplum dergisinde yayınlanan “Bir Taşra Hikayesi Daha: Taşra Üniversitesinde Kadın Akademisyen Olmak” başlıklı makalesinde taşra üniversiteleri olarak adlandırılan üniversitelerde çalışmakta olan kadın akademisyenlerin deneyimlerini feminist bir yaklaşımla inceliyor. Çalışma, 53 kadın akademisyen ile yapılan anket çalışması sonucunda elde edilen veriler ışığında bir taşra üniversitesinde kadın akademisyen olmanın nasıl bir şey olduğu ortaya koyuyor:
“… toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yanında unvan/mevki hiyerarşisindeki ayrımcılıklara ve muhalif bir kimliğe veya farklı bir yaşam tarzına sahip olma haline hemşericilik ve/veya eş-dost-ahbap ilişkiselliği de eklenince, kadın akademisyenlerin taşra üniversitelerinde karşı karşıya kaldıkları tahakkümün genel bir resmini vermek mümkün olabilmektedir” s.264
Makale Özeti:
Son 20 yılda her ile bir üniversite ve her ilçeye bir üniversite biriminin açılması sonucunda bugün ülkenin dört bir köşesinde yaşayan ve çalışan akademisyenlerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Bu bağlamda, bu kitlenin en dikkat çeken kesimini ise kadınlar oluşturmakta. Hem yaşanılan yer hem de çalışılan kurum nezdinde varolan koşulların taşrada yaşayan ve çalışan kadın akademisyenler için ciddi sorunlar olarak tezahür ettiği açıktır. Bu çalışma ile, ülkenin çeşitli yerlerinde taşra üniversiteleri olarak adlandırılan üniversitelerde çalışıp, taşrada yaşayan kadın akademisyenlere yöneltilecek sorulara verecekleri yanıtlar üzerinden yaşadıkları ve çalıştıkları ortamı, koşulları resmetmek amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu çalışma sadece akademik-bilimsel bir çalışma olmanın dışında halen taşra koşullarında yaşayan ve çalışan kadın akademisyenlerin yaşamlarına ışık tutacak bir niteliğe de sahip olacaktır.
Anahtar kelimeler: Taşra, merkez, üniversite, akademisyen, kadın.