Kadın üniversitesi gündemi

Özellikle kadınların yükseköğrenime erişiminin yasalar ve gelenekler tarafından engellendiği ülkelerde belirli dönemlerde dini kurumlar ya da özel kuruluşlar tarafından kurulan kadın üniversiteleri bulunmaktadır. İlk örnekleri 1800’lere dayanan kadın üniversitelerinin, son yıllarda Amerika’da hızla azalırken Asya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde arttığı gözlenmektedir.

Kristen A. Renn 10 ülkeden (Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Çin, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Japonya, Kanada ve Kenya) 13 kadın üniversitesi üzerine yürüttüğü niteliksel çalışmasında (Women’s Colleges and Universities in a Global Context-2014) bu üniversitelerin rollerini i. kadınların yükseköğrenime erişimini sağlamak, ii. kadınların başarısını destekleyen ve kadınlar için karma eğitim kurumlarından daha uygun eğitim ortamları oluşturmak, iii. kadın liderler geliştirmek, iv. toplum içerisinde kadınları güçlendirmek ve v. kadınlar için işgücü ve eğitime katılım olanaklarını sembolize etmek olarak listeliyor.

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2018 Raporu’nda 149 ülke içinde 110. sırada yer alan Japonya’da kadın üniversitelerinin tarihi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından bir incelemesi için Ilgın Yorulmaz’ın BBC Türkçe’de yayımlanan “Japonya’daki kadın üniversiteleri: Neden kuruldular, başarılılar mı?” başlıklı yazısını okuyabilirsiniz.

Türkiye’den çeşitli kadın hakları savunucularının Türkiye’de kadın üniversiteleri kurulması tartışması üzerine değerlendirmeleri için DW’de yayımlanan “Kadın üniversitesi tartışması: “Türkiye’yi geriye götürür“” başlıklı haberi inceleyebilirsiniz.

Kadın üniversiteleri üzerine küresel ölçekli ilk çalışmalardan biri olan Women’s Universities and Colleges: An International Handbook-2005 kitabı ise Afrika, Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Amerika bölgelerindeki kadın üniversitelerinin kurumsal profillerinin bir kataloğunu sunuyor.

Farklı ülkelerdeki kadın üniversitelerinden mezun olmuş çeşitli kadın liderlerin bu üniversitelerin rolleri üzerine değerlendirmeleri için Susan Ladika tarafından NAFSA için hazırlanan “Women’s Universities Around the World” raporunu inceleyebilirsiniz.

Son olarak “kadın üniversitesi” önerisinin, eril bir kurum olarak üniversitenin feminist bir pedagojik yaklaşım ve örgütlenme ile dönüştürülmesini amaçlayan alternatif bir üniversite ideası olarak da ele alındığını vurgulamak gerekir. Bakınız Ivana Milojevic. 1998. WOMEN’S HIGHER EDUCATION IN THE 21ST CENTURY: From ‘women friendly’ towards women’s universities

Yorum bırakın